17 Kasım 2012 Cumartesi

Besinlerin vücudumuzdaki yolculuğu

Yediklerinizin sindiriminde pek çok organın aktif rolü vardır. Ağızdan başlayan sindirim anüste sona erer
Üzerinden duman çıkan sıcacık çıtır çıtır börekler, ağzınızda eriyen kurabiyeler, tadı damağınızda kalan çikolatalar, annenizin dolması, babaannenizin çorbası tüm besinlerin tadını almamız dilimizin üzerindeki minik alıcılara bağlı. Yuttuktan sonra ise tadın bir önemi kalmıyor, mideniz için hangi tat olduğu fark etmiyor. Peki sonra ne oluyor? Bu yiyecekler vücudumuzda nasıl yolculuk ediyor? Yolculuk mekanik parçalamayla ağızda başlar ve besinlerden geriye kalan atık maddelerin 1 - 3 gün içinde vücuttan atılmasıyla son bulur. Yediğimiz yiyecekler sindirim sularının kimyasal değişiklikler yaratmasıyla küçük parçacıklara ayrılır. Proteinler aminoasitlere, yağlar yaÇ asitlerine ve gliserole, karbonhidratlar ise basit şekerlere ayrılır. Vitaminler ve mineraller ise vücutta küçük parçalara ayrılmadan da emilebilir. Ağız: Yiyeceklerin yıkım süreci ilk olarak ağızda başlar. Diş, dil ve çene mekanik bir aktiviteyle bu süreci uygular. Dişler besinlerin mekanik olarak sindirilmesini sağlarken, tükürük besinleri kimyasal olarak sindirime uğratır. Tükürük bezleri: Kulak altı, dilaltı ve çene altı olmak üzere üç çift tükürük bezi bulunur ve tükürükten salya salgılanır. Salya, besinlerin çiğnerken ıslanmasına ve kırılmasına yardımcı olur. Ösefagus (yutak ve yemek borusu): Dil besinleri yutağa doğru iter. Bu sırada soluk borusu gırtlak kapağı ile kapatılır. Yutulan besinler yemek borusuna geldiğinde, yemek borusu peristaltik hareketlerle kasılarak besinin mideye doğru ilerlemesini sağlar. Mide: Mide besinleri depo eden, mekanik olarak parçalayan ve proteinleri sindirmek için enzim salgılayan bir organdır. Mide özsuyunun salgılanması gastrin hormonu tarafından sağlanır. Mide asidik bir ortamdır. Bu asit besinlerdeki bakterileri öldürür ve midedeki enzimlerde proteinleri amino asitlere çevirir. En sonunda kimus adı verilen kısmen hazmedilmiş besinleri içeren bir karışım elde edilir. Bu karışım ince bağırsaklara fışkırtılır. B12 vitamini mideden salınan bir vitamindir. Karaciğer: En büyük iç organımızdır. Karaciğer günde bir litre, sindirim için gerekli safra suyunu üretir. A, D, E ve K vitaminleri burada depolanır. Pankreas: Bu organ sindirim suyunu ince bağırsaklara salgılar. İnce bağırsak: Mideden ince bağırsağa besinler duedonum, jejenum ve illeum adı verilen uzun bir kanaldan geçerek gelirler. Kimyasal sindirim ince bağırsakta tamamlanır. Sindirimi tamamlanan besinler buradan yollanır. Bağırsakta besinlerle sindirim suları daha çok karışır ve emilim gerçekleşir. Emilen besin öğeleri kan yoluyla hücrelere taşınır birçok hormon ve taşıyıcı madde harekete geçerek sistemi devam ettirir. Kalın bağırsak: Kalın bağırsak sindirilmeyen maddeleri toplama ve atma işini görür. Bakteri tarafından salgılanan su ve besin öğeleri emilir. Kalın bağırsak rektum denilen bir yapı ile sonlanır. Rektum: Anüse gelmeden önce tüm dışkı burada toplanır. Anüs: Tüm dışkı buradan dışarıya verilir. Burası sindirimin bittiği yerdir. Dilara Koçak, Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder