27 Kasım 2012 Salı

Kadınların vazgeçemediği 10 erkek

Her kadının bir ideal tipi vardır. Ama dikkatli bir göz, kadınların çoğunun hayalindeki erkeğin bir benzeri olduğunu görecektir.
Bazı kadınlar sarışın sever, bazıları esmer. Fiziksel özellik bakımından belki anlaşamayabilirler ama bir erkekte aradıkları özellikler hemen hemen aynıdır; güçlü olsun, güvenilir olsun vesaire. Peki, kadınlar beğendikleri erkekleri bir şekle sokarak tarif etselerdi nasıl olurdu. Örneğin mesleği ne olurdu? İlk sırayı hangisi, son sırayı hangisi alırdı. Merak edenler için işte kadınların vazgeçemediği 10 erkek tipi.1. Kötü çocuk: Ne yapacağı kestirilemez, kararsız, hiçbir şeye değer vermez ama kadınlar ona bayılır. Ne zaman iki erkek arasında kalsalar kadınlar daima kötü çocuğu seçerler. Dayanılmaz cazibesi ve şeytan tüyüyle kötü çocuk kadınların en çok beğendiği erkeklerin zirvesinde.2. Sporcu: Asi, atletik ama aynı zamanda disiplinli. Kusursuz bir vücut. Sporcu erkekler kadınların hoşlandığı erkek tiplerinin başında geliyor.3. Müzisyen: Bir konsere gittiğinde sahnede gördüğü adamla birlikte olmayı kim istemez ki?4. Yabancı erkek: Farklı ve oldukça gizemli. Değişik alışkanlıkları ve değişik bir aksanı olan dış ülkelerden bir adam, özellikle yurt dışına çıkmamış kadınlar için çok çekicidir.5. Sanatçı: Her kadının ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardır ve duyarlı bir sanatçı bu kişilerin başında gelir. Bol triko kazaklar ve düşük bel pantolon giyen yakışıklı bir destekçiye kim hayır diyebilir?6. Köpek sahibi erkek: Köpeğin cinsi ne olursa olsun özellikle 30 yaş üstü kadınlar için bu erkekler dayanılmazdır. Çünkü onlar şefkatli ve sorumluluk almayı bilen erkekler.7. İtfaiyeci: Alevlerle savaşan adam. Hem güçlü, hem de cesur. Üstüne üstlük bir de yakışıklıysa…8. Cerrah: Herhangi bir şeyi bir cerrahtan daha seksi bulacak pek az kadın vardır. Bunun nedeni cerrahların aldıkları zorlu eğitimi hayatı daha iyi yapmak için kullanmalarıdır. Kadınlar yakışıklı bir cerrahta hem zekayı hem güzelliği bir arada bulabilirler.9. Aşçı erkekler: Yemek yapabilme yeteneğinin kadınlar üzerinde inkar edilemez bir etkisi vardır. Mutfakta ne yaptığını bilen bir erkek bir kadını kolayca etkileyebilir. Ne de olsa hiçbir kadın kendisi için hazırlanmış bir akşam yemeğine hayır diyemez.10. Marlboro erkeği: Dar kot pantolonu ve deri çizmeleriyle oldukça vahşi görünür ama aynı zamanda çok romantik ve naziktir. Sert bakışları ve iddialı bir konuşmaları vardır. Çeviren ve Derleyen: Dilayda Pala

Mutlu evlilik için çevre önemlidir

Mutlu ve huzurlu bir iç yaşantı için bizi etkileyen çevrenin, içinde yaşadığımız dünyanın sağlıklı olması önemli. Bunun için de ilk başta toplumun en küçük biriminden başlayıp bireyi yetiştiren aileyi sağlıklı kılmak gerekir.
Eşler birbirini etkiler Aile toplumun en küçük sosyal birimidir. Sosyal olaylar insanın yaşantısını insan da toplumun yapısını şekillendirir, sürekli karşılıklı bir etkileşim vardır. Günlük yaşamın akışı içinde aile içi ilişki ve etkileşimlerde olup bitenlerin her zaman farkında değiliz. Oysa aile üyeleri arasındaki karşılıklı etkileşimler ve çeşitli yaşam olayları bireylerin her birinin ruh sağlığına etki eder. Bireylerden birinin ruh sağlığı ailenin bütününü, ailenin sağlığı da tek tek üyelerinin ruhsal durumunu etkilemektedir. Bu nedenle günlük aile olaylarının altında yatan duyguları ve nedenleri, işleyen kuralları anlamak ailenin ve aileyi oluşturan bireylerin sağlıklı olması için önemlidir ve bazen bu dinamikleri anlamak ve çözmek bir uzman yardımı gerektirir. Aile terapisi ne zaman gerekli olur? Aile içi sorunlar, yaşanan tartışmalar, meydana gelen iletişim kazaları eşleri etkiler. Çiftler bu süreci iyi götürememişlerse eğer artık birbirini duymaz olurlar. Şu iki durumda aile terapisi gerekebilir. Aile üyelerinden birinin ruh sağlığında problem olduğunda.Aile üyeleri arasındaki ilişkide problem olduğunda. Aile terapisinde ne yapılır? Aile terapisinde genel olarak aile ile birey arasındaki etkileşim ele alınır. Üyelerin birbirlerini daha iyi anlaması ve problem çözme becerileri kazanmalarını sağladığımızda aile içi çatışmaları çözmek ve psikolojik problemleri önlemek mümkün olur.Ailedeki sorunlar çiftleri üzer Son yıllarda psikoterapi sürecinde kişinin sadece içsel yaşantısına değil kişiler arası ilişkilerine, etkileşimlerine de önem verilmeye başlanmıştır. Geleneksel yaklaşımlarda kişideki psikolojik sorunlar içsel çatışmalarının dışa vurumu olarak kabul edilir ve terapide bireyin iç yaşantısına odaklanılır. Aile tedavisi yaklaşımında ise tam tersi bir bakış açısı vardır. Aile üyelerinden herhangi birinin sorunu, yaşadığı depresyon, alkol-madde bağımlılığı vb. bir problem ailedeki diğer kişileri de etkiler. Bazen de bireyin problemi aile içi ilişkilerdeki sorunlardan kaynaklanmaktadır. Kişinin yaşadığı problem aileden kaynaklanmasa bile ailedeki diğer kişiler o problemden etkilenmektedir. Başka bir deyişle yaşanan problem çerçevesinde karşılıklı etkileşimler vardır.PROF. DR. NEVZAT TARHAN- UZM. PSK. ÇİĞDEM DEMİRSOY

26 Kasım 2012 Pazartesi

Peeling Formülleri

Ünlü Bitki Bilimi ve Güzellik Uzmanı Suna Dumankayanın kendi kendinize kolayca uygulayabileceğiniz mucize formülleri ile doğal yöntemlerle güzelliğinize güzellik katın.
Cildinizin sağlığı, gençliği ve güzelliğinin ilk koşulu temizlikten geçmektedir. Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için derin temizlik yapmalısınız. Bunu da peeling ile gerçekleştirebilirsiniz. Peeling işlemi çok hassas ciltler için sakıncalı olabilir. Bu tipte ciltler için daha yumuşak temizleme yöntemleri tercih edilmelidir. Peeling Formülü IMalzeme:1 tatlı kaşığı mısır unu1 tatlı kaşığı öğütülmüş pirinç1 tatlı kaşığı kil, toz olarak1 tatlı kaşığı nemlendirici kremBir miktar içme suyuUygulama:Mısır unu ve pirinç toz haline gelinceye kadar blendırda parçalanır. 120 derece fırında ısıtılmış, mikrobu alınmış kil, karışıma eklenir. Daha sonra nemlendirici ve su ilav edilip karıştıtılır. (Boza kıvamına gelinceye kadar)Peeling Formülü IIMalzeme:1 kahve fincanı yulaf ezmesi2.5 çay kaşığı bal1 tatlı kaşığı elma sirkesi1/2 tatlı kaşığı sıcak suUygulama:Malzemeler karıştırılır ve cilde uygulanır. Cilde uygulandıktan sonra 15 dakika beklenir ve yumuşak nemli bir bezle ovarak çıkarılır. Bol su ile yıkanmalıdır.Peeling Formülü IIIMalzeme:50 gr. mercimek50 gr. pirinç50 gr. yeşil kil25 gr. kremAz suUygulama:Karıştırılarak cilde veya vücuda uygulanır. Ovarak yavaşça çıkarılır, ardından maske ve E vitamini ile bitirilir. Kese gibi arındırıcı özelliği vardır. Cildinize porsenel bir görünüm kazandırır. Peeling Formülü IVMalzeme:Bir tutam papatyaBir tutam mürver çiçeğiBir tutam at kestanesiBir tutam yeşil kil1/2 lt gül suyu500 gr. mısır unuUygulama:Otlar gül suyunda 5 dakika kaynatıldıktan sonra soğutulur. Başka bir kapta mısır unu ve yeşil kil karıştırılır. Krem haline getirilir. Yüze ve vücuda uygulanıp 15 dakika bekletildikten sonra ovarak çıkarılır.

Açık büfe iftar hasta ediyor

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tamer Tetiker, son günlerde sindirim sistemi rahatsızlıkları şikayetleriyle hastanelere başvuran hasta sayısının arttığını bildirdi.
Prof. Dr. Tetiker, oruç tutmak kadar sağlığı korumanın da bir ibadet olduğunu, bu nedenle vücut metabolizmasının bozulmaması için ramazanda diğer aylara göre sağlıklı beslenmeye daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Önceleri otellerde uygulanan, bugün lokantalarda da yoğunlukla görülen açık büfe uygulamasının, yeme isteğini tetiklediğini vurgulayan Prof. Dr. Tetiker, şunları söyledi:MİDE ŞİKAYETLERİ ARTTI'Açık büfe uygulamasında kişi her yemekten ve tatlıdan tat almak istediğinden, yemenin dozu kaçabiliyor. Buna bağlı olarak son günlerde üniversite hastanesindeki polikliniklerimize sindirim sistemi rahatsızlıkları nedeniyle başvuran hasta sayısında yoğunluk görülüyor. Bu şikayetlerde mide ağrısı, yanma ve batma hissi, hazımsızlık, şişkinlik ilk sıralarda yer alıyor. Vücudun su kaybına bağlı olarak ishal şikayetleri de oldukça fazla. Her polikliniğe günde 8-10 hasta iftarda bilinçsiz beslenme nedeniyle başvuruyor.' Prof. Dr. Tetiker, açık büfenin neden olduğu dezavantajları asgari düzeye indirebilmek için yemeğe bir tabak salata ile başlanması önerisinde bulunarak, 'İlk gıdanın mideye girmesinden 15 dakika sonra mideden beyine tokluk sinyalleri gider. Salatadan sonra sıcak yemeklere geçilmeli. Böylece kişi daha az yiyerek kendini tok hisseder' dedi.Bugün

Çocuğunuzun ayakları yere sağlam basmalı!

Çocuğunuz yürürken hemen yoruluyorsa, sık sık düşüyorsa ve kucak istiyorsa; yere basış şekli problemlidir. Böyle durumlarda doktora gidilmelidir...
Çocuklarda görülen basış bozuklukları çoğu kez, çocuğun naz yapması, kucak istemesi ve yürümekten hoşlanmaması şeklinde yorumlanır. Oysa çocuğunuzun dile getiremediği bazı şikayetleri basış probleminden kaynaklanıyor olabilir. Çocuğunuzda zamanla kalıcı olabilecek bu tür rahatsızlıkların varlığından şüphelendiğinizde, geç kalmadan bir doktora başvurun. İsveç Ayak Sağlığı Uzmanı Kiropodist Özgül İşgör, çocuklarda görülebilecek sorunlarla ilgili bilgi verdi:* Taban düşüklüğü: Ayağınızın tarak bölgesi ile topuk arasındaki çukurluk, olması gerekenden daha düşükse, taban düşüklüğü ya da düztabanlık olarak tanımlanan basış bozukluğu ortaya çıkar. Çocuklarda 2 yaşına kadar bahsi geçen bölge koruyucu yağ tabakasıyla doludur. 2.5 yaşından sonra bu yağ tabakası ortadan kalkar. Bundan sonra ayak izi alındığında, eğer topuk ile tarak kemikleri arasında olması gereken yarım daire benzeri boşluk hala ortaya çıkmadıysa, bir uzmana danışarak taban düşüklüğü açısından araştırma yapılması tavsiye edilir. Ayak tabanında yük taşıma noktalarını değiştiren bu şekil bozukluğu, çocuğunuzda kısa bir yürüyüşün hemen arkasından kucakta taşınma isteğine yol açacak kadar yoğun bir yorgunluğa sebep olabilir.* Taban yüksekliği: Tarak kemikleri ile topuk arasındaki çukur normalden fazla ise bu kez çukur taban oluşur. Ayak izi alınarak bunun derecesi gözlemlenebilir. Bu basış şekli, çocuğun yürürken sık sık düşmesine sebep olabilir.* Parmak ucu yürümesi: Bazı çocuklar ayakkabılı ya da ayakkabısız parmak ucunda yürüme eğilimindedir. Eğer çocuğunuz çoğunlukla parmak ucunda yürüyorsa, hekim görüşü alınmalıdır. Bunun tedavisi için çocuğunuzun tabanlık kullanması gerekebilir.Sabah

Meyve açken, salata yemekten önce yenmeli

Yemekte ve yemekten sonraki 2 saat içinde yenilen meyveler, midede fermantasyona (mayalanma) yol açarak, gıdaları vücuda yük haline getiren asit ve gaz üretimine neden oluyor.
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, vücut için çok önemli bir besin grubu olan meyveleri yeme zamanlamasının sağlık için büyük önem taşıdığını anlattı.Salatanın ana yemekten önce yenmesinin sindirim sistemine sağladığı yararlar gibi, meyvelerin tüketiminin de bir doğru zamanlaması olduğunu dile getiren Türk, bu kurala uyulmaması durumunda vücut için büyük yararı bulunan meyvelerin, yararı şöyle dursun, adeta vücuda ek bir yük oluşturduğuna dikkati çekti.BİR NEVİ MİDEDE ALKOL OLUŞUYORYemekte ve yemekten sonraki 2 saat içinde tüketilen meyvelerin, midede fermantasyona (mayalanma) yol açarak, asit ve gaz üretimine neden olduğunu vurgulayan Türk, şunları kaydetti:'Yemekle birlikte tüketilen meyve, fermante oluyor, midede şişkinliğe neden oluyor, yiyen kişiye rahatsızlık veriyor. Bir nevi midede alkol oluşuyor. Ancak bu dışardan alınan alkolle aynı değil... Bu durum yenen gıdaları besin olmaktan çıkarıyor, vücuda yük haline getiriyor. Yani besinler gıda maddesi özelliğini kaybediyor. Ayrıca meyvenin vücuda sağladığı yararlar da azalmış oluyor. Meyvenin vücuda yararlı olabilmesinin en garanti yolu, açken tüketmektir. Karaciğer başta olmak üzere ilgili tüm organlara, bu asit ve gazı yok edebilmek için normalden daha fazla yük biniyor.'Prof. Dr. Türk, meyvenin vücuda sağladığı katkılardan yararlanılmak isteniyorsa, elma, armut, portakal gibi tüm meyvelerin yemekten en az 2 saat önce ya da yemekten en az 2 saat sonra yenmesi gerektiğini söyledi.SALATAYI, YEMEKTEN ÖNCE TÜKETMEK DOĞRUSalatanın ise yemekten önce yenilmesinin sağlıklı beslenme açısından doğru bir davranış olacağını ifade eden Türk, Batı ülkelerinde salataların hep ana yemekten önce geldiğini, salatada kullanılan sebzelerdeki liflerin mideyi rahatlattığını, bu nedenle salatanın yemekten önce tüketilmesinin tavsiye edildiğini sözlerine ekledi.

Aşk nasıl besleniyor

Aşkı kısa sürede öldürmemek, yıllar boyu sürdürebilmek için neler yapmamız gerekiyor?
Aşk sorumlulukla beslenir!Aşkı yaşarken başka bir uğraşa daha fazla zaman ayırırsanız aşk incinir. Aşk, kendisine zaman ayrılmasını ister, özen ister... Aşk yalnızlığı sevmez, sürprizleri sever. Tüm gününüzü ona ayırdığınız bir günde onun en sevdiği yemeği hazırlayın ve sonra da onun çatal bıçağa dokunmasına izin vermeden her şeyi siz yedirin... Unutmayın, sadece tek bir lokmayı değil, tamamını siz yedireceksiniz...Aşk sevgiyle beslenir!Ona onu ne kadar çok sevdiğinizi her fırsatta söyleyin ve gösterin. Bunu illa ki "seni çok seviyorum, sana deliler gibi aşığım" gibi cümlelerle yapmanız gerekmez. Davranışlarınızla da ona olan sevginizi dile getirebilirsiniz. Ona içinde sadece aşk şarkılarının olduğu bir CD hazırlayın ve üzerine de sevgi dolu bir not ekleyerek paket yapın ve yastığının üzerine bırakın.Aşk özlemle beslenir!Ara sıra olan küçük uzaklıklardan ve onu özlemekten korkmayın. Ondan uzakta geçen zamanlarda aşkınız alevleneceği için birbirinize kavuştuğunuzda daha tutkulu bir aşka yelken açacaksınız... Birbirinizden uzaktayken alın elinize kağıt ve kalemi; ona mektup yazın! e-posta dönemindeyiz, mektup da nereden çıktı demeyin; ona duygularınızı anlatan ve onu ne kadar çok özlediğinizi dile getiren nostaljik bir mektup yazın!Aşk çılgınlıkla beslenir!Aşk çılgınlıklarla beslenir. Aşkın sürekliliğini korumak için çılgınlıklara son vermemeniz gerekir. İçinizdeki çocuksu ruhtan da hiçbir zaman vazgeçmeyin... Belirli aralıklarla bir haftanızı sadece çılgınlıklara ayırın, uçuk kaçık önerileri hayata geçirin... Mesela rafting yapın, paintball oynayın...Aşk kıskançlıkla beslenir!"Olur mu hiç öyle şey?" demeyin. Belirli dozlarda olduğu sürece kıskanmak ve kıskanılmak aşkınızı besler. Kıskançlık, aşka çok uygun bir duygu olduğundan aşkı büyütüp çoğaltma kapasitesine sahiptir. Aşk kıskançlıkla beslenir ama dozunu iyi ayarlamayı unutmayın.Aşk romantizmle beslenir!Romantizm için özel günleri beklemeniz gerekmez. Herhangi bir zaman ve herhangi bir günde ona o kadar romantik yaklaşırsınız ki, ömür boyu o anı unutmaz. Hele aşk hiç unutmaz. Haftada bir gün romantik mum ışığında baş başa bir yemek yiyin ve romantik yemeğinizi tatlı aşk fısıltılarıyla süslemeyi unutmayın!