25 Ağustos 2012 Cumartesi

Ergenikte aşk

Ergene göre aşk coşku yığını, karmaşık bir duygudur.
Ergenlik kendini arama ve bulmaya çalışma sürecidir. Ergenin benlik arayışında cinsel kimlik oluşumu çok önemlidir. Çocuklar erkeklik ve kadınlığa adım atarlar. Hormonlardaki değişimler bedene yansır. Üremek için gerekli bedensel olgunluğa ulaşmalarına karşın, cinsellik ve aşk gibi konularda merak, arayış ve karmaşa içindedirler.Ergene göre aşk coşku yığını, karmaşık bir duygudur. Sevecenlik, bağlılık, birlikte olmak, sevmek ve sevilmek isteği genci heyecanlandırır. Ergenlik keşif ve ilk yürek çarpıntılarının çağıdır. Bir sınıf arkadaşına yönelik tutku ya da ulaşılması zor bir sanatçıya duyulan platonik aşk ergeni altüst edebilir.Ergenlik aynı zamanda insanın kendisini deneyimsiz ve güçsüz hissettiği bir çağdır. Genç kırılgandır ve çabuk incinir. Birden alevlenen ve en ufak bir sorunla karşılaşıldığında sönen kıvılcım aşkları onun kafasını kurcalar. Bazen neşeli ve enerji dolu, bazen de mutsuz ve üzgündür.Anne-babalar ise sürekli değişen ruh hali sergileyen genç karşısında kendilerini çaresiz hissederler. Yetişkinler ergenlik döneminde çocuklarıyla yaşadıkları sorunları aşabilmek için önce kendileri değişmelidirler. Anne-babalar bu dönemde kendi gençlik yıllarını anımsayarak çocuklarına yardımcı olabilirler ; ” benim için bu dönemde gerçekten zor olan neydi ve bu zorluğu nasıl aştım ?”. Gence ulaşabilmek için yetişkinler onunla arkadaş olmalı, deneyim ve duygularını paylaşmalıdırlar. Anne-baba-ergen etkin iletişim becerini geliştirmek için çaba göstermelidir. Gence konuşması için fırsat tanınmalıdır. Eğer yetişkinler durmadan kendi düşüncelerini anlatırlarsa ergen hiç konuşmaz. Onun sözlerini sadece açıklık getirmek için kesmek gerekir ; “bakalım söylediğini anlamış mıyım ?” , “eğer doğru anladıysam hayatına çok karıştığımı söylemek istiyorsun” gibi cümleler onu anlamaya yöneliktir.Anne-baba nutuk atmaktan kaçınmalıdır. “Ben senin yaşındayken kızlar ve erkekler ayrı okullara giderlerdi” veya “eskiden her şey zordu” gibi mesajlar üstünlük taslandığı izlenimini verdiği için iletişimi kesintiye uğratır.Cinsellik hakkında konuşmak zordur çünkü bireysel etkinlikler arasında en kişisel ve özel olanıdır. Bu konuda ergenler medya, okul, arkadaşlar, erişkinler ve hatta ana babalardan çelişkili mesajlar alırlar.Yetişkinler gencin cinselliği keşfetme çabasını olağan karşılamalı ve çocuklarını ergenlik çağının ani değişikliklerine hazırlamalıdırlar. Aslında çoğu bu döneme ilköğretim dördüncü ve beşinci sınıfta girer.Çocuğa geçireceği cinsel gelişimi öğretilmek için yetişkinler gerekli bilgileri edinmeli ve aktarmalıdırlar. Okul öncesi dönemden itibaren cinsel gelişim üzerinde anne-baba ve okuldan doğru, öz ve yaşına uygun bilgiler alan çocukların ergenlik dönemine daha kolay uyum sağladıkları gözlemlenmektedir. Çünkü genç ile ailesinin iletişim kanalları açıktır. Ergen anne-babasına inanır ve onların her zaman kendisine yardımcı olacaklarını bilir. Çocuk ergenlik çağına gelene kadar yıllarca kadın-erkek ilişkilerini izlemiştir. Ebeveynlerini gözlemlerken duyup, gördükleri ve yaşadıkları çocukların erkek ve kadın olmanın ne demek olduğu hakkındaki görüşlerini belirleyecektir. Ana-baba yaşantılarıyla çocuğa örnek olmalı ve ona çocukluk döneminden itibaren bir ahlak duygusu kazandırmalıdır. Ergen cinselliğini nasıl algılayacağını, karşı cinsle beraberliklerde üstleneceği sorumlulukları bilmelidir. Genç karşı cinsle ilişkilerinin ne kadarına izin verildiği hakkında bilgi sahibi olmalıdır.Örneğin “Grupla çıkabilirsin ama 15 yaşından önce gerçek bir çıkmaya izin yok !” gibi.Ana-baba kız ve erkek çocuğa hamilelik, cinsel yolla geçen hastalıklardan, gebelikten korunma yöntemlerinden bahsetmelidir. Bazı korunma yöntemlerinin cinsel hastalıkların bulaşmasını engelliyemeyeceği anlatılmalı, gerekiyorsa bu bilgiler uzmanlar tarafından gence iletilmelidir. Ergene cinsel hastalık ve gebelikten korunmanın en etkili yolunun özellikle ergenliğin ilk yıllarında cinsel ilişkiye girmeyi ertelemek olduğu anlatılabilir.Anne-baba gençle hangi cinsel deneyimlerin daha sonraki yıllara bırakılması gerektiğini konuşabilir. Ona cinselliğin güzel ve özel bir deneyim olduğu ve bu nedenle belki de ilk kez değer verdiği kişiyle yaşaması gerektiği vurgulanabilir. Ergene kadın ve erkek olabilmenin cinsel birleşme becerisinden çok daha fazlasını gerektirdiği anlatılabilir. Gencin erkek, eş ve baba olarak gelecek yıllarda yükleneceği rollerdeki başarısı koruma, bağlılık, şefkat, sabır gibi kişilik özelliklerine bağlıdır. Genç kız için de sadece dişiliği değil, gözetip büyütme, ilgi, anlayış ve sevgi alıp verme gibi becerileri kadınlığını tanımlayacaktır.Genç ilgi duyduğu kişilerle kurduğu ilişkilerde mutluluk içindeki hüznü, kıskançlığı, öfkeyi, sabırsızlığı, sevmeyi ve insana güzel duygular tattıran cinselliği öğrenir. Kavgalar, yalanlar, ayrılıklar, düş kırıklıkları ve güzel aşklar yaşarak kendini sınar. Yaşam olaylarıyla başa çıkabilme becerilerini geliştirir. Yetişkin döneme kendini hazırlar.Yaşam boyunca ergenlik döneminin karmaşasına takılıp kalarak, kendilerini ve etraflarını sürekli mutsuz kılan bireyler yetiştirmekten kaçınmanın en önemli yolu ; gence ilişkiler konusunda deneyim kazanması için fırsat tanımaktır. Pedagog Dr. Melda Alantar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder